Tanrı’nın Madalyonu

Tanrı’nın Madalyonu | Serbest Çığrışım

Şeytan’ın avukatı olmak kolaydır. Yalnızca içgüdülerini izlemen yeterli olur. Yaradılışına aykırı gelmez. Kolay yola düşmek zor değildir. Kendini bırakıp akışa katılırsın. İşin çok kolaylaşır. Her şey önüne gelir. İster ün, ister güç. İster eş, ister altın kazıcısı. Ederine bakmadan istediğini alabilmek. Sonuçlarını düşünmeden gücünü kullanabilmek. Eğlenceli, lezzetli, haz veren, güzel şeylerdir. Sıkıcı, tatsız, bıktıran, çirkin şeylerin yerine.

Tüm bunlar bir mükafattır insanın boynuna bir madalyon şeklinde asılan. Madalyonların iki yüzü bulunur, mükafatın bir bedeli olduğunu ifade eden. Borçtur bir bakıma her mükafat. Dışarıdan bakıldığında madalyonun tek yüzü görünür. Bilemez insan dışarıdan, içeride neler yaşandığını. Geçici, doyurmayan, tatminsizlik bırakan, boş şeylerdir içeride yaşanan. Anlamlı, irfanlı, dengeli, erdemli şeyler olmadığında ortaya çıkan.

En nihayetinde seçimdir her şey. Şeytan’ın avukatı olmayı sen seçtin. Madalyonu sen istedin Tanrı’dan. Bilseydin, bilmek isteseydin, savaşarak zor yolu seçseydin ne Şeytan’ın avukatlığına, ne de Tanrı’nın madalyonuna ihtiyaç duyardın. Katlardın hepsini dijital kütüphanenin kendileri gibi gerçekte olmayan raflarına.

Bir Cevap Yazın