Ren geyiğinden Virginia geyiğine doğru giden biyolojik evrim yolunda bisiklet süren E.T. gibi hissediyorum kendimi bu yılbaşında. Aya bakın, beye bakın, ceye bakın. Cevabı yanlış da gidiş yolundan puan kazanabilmiş soru misali, böyle bir eksiklik, ne bileyim tam olmamışlık, olacakmış ama son anda oldurulamamış kopuk zincirler. Çıngıraklı çanlar ve evli İsa kütleleri.
Korona morona dur ona girme bodoslama Drone’la. Bi ses var sol kanattan ilerliyor orta yapacak. Çocuklarsa sokakta kartopu oynuyor zavallı havuç burunlu kardanadamın burnu yenirken hunhar tavşanlar tarafından. Üzüntü verici bu. Kilisenin çanları da üç gündür kayıp. Haşarı çocuklardan biri ormandaki çam ağaçlarından birine bağlamış. Artık orada çalıyor. Rahip kederinden kendini asma noktasına gelince belediye ormandaki çanlı ağacı kiliseye çevirme kararı aldı. İki kilise de duracak, biri çansız.
İsa’nın kütlesi kesin var. Kantara koyunca çekiyor. “Gelgit akıntılarının hastası, incirli pudingin sevdalısıyız” kamyon arkası yazısının C tipi aile arabasında çok işi var dikiz aynasından belli belirsiz gözüken noel akşamının puslu karanlığında. O da biliyor, kaderi şöminede yanmak olan Noel baba hediyeleri kendi başlarına uçmuyor, günübirlik heyecan, heyelan ve hezeyan anlarına meze oluyor en fazla.
Ben Ren geyiğiyim, sen Ren geyiğisin, o Po ırmağı. Vişyuvumerikrismısmıs!
⸘
Image credit: Ramon FVelasquez. (CC BY-SA 3.0, Image edits: Crop and aspect ratio change)