Newton’ın Kafasına Elma Düşmesiyle Başlayan Garip Süreç, Bölüm I: The Fall of Elma

Newton'ın Kafasına Elma Düşmesiyle Başlayan Garip Süreç, Bölüm I: The Fall of Elma | Serbest Çığrışım

Thales’in Mısır’dan dönmesiyle başlayan bilimin efsanevi süreci Arşimet hamamdan çıktı çıkalı adeta lale devrine girmiştir. Gel zaman git zaman bu laleler kıspetten çıkarak bilime Bağdat’tan müspet kısmetler getirir olmuş, Dubai’de rubai yazan alimler tarafından deyim yerindeyse mezarından hortlatılmıştır. Tarihin kederli kaderinin bir cilvesi olsa gerek, bilgeliğin evi at sürerken arkaya ok atan haydutlar tarafından darmaduman edilmiş, dikiş nakış işleri birkaç yüzyıl daha aksamıştır. İşte bu vahim koşullar altında 17. yüzyılın ortalarında hıyarcıklar Londra’yı kasıp kavurmaktadır. Yüzbinlerce insan karalar bağlayarak ölüp karaya bağlanmakta, kalanlar dehşet içinde biz nerede yanlış yaptığı sorgulamaktalardır. O devirlerde cahil sayısı günümüze göre az olacak ki insanlar olan bitenin bulaşıcı hastalığın yol açtığı bir salgın olduğunu anlar ve pandemiyle birlikte karantina önlemleri de beraberinde gelir. Bukle bukle saçları uzayan belinde, ilim ışığının altın anahtarı elinde olan Newton vakitlice orta halli evine kapanır.

İşte tam da bu zor zamanlarda 1667 yılının sakin ve ılık bir sonbahar gününde Ayzek Newton dededen kalma arazilerinde bulunan bir elma ağacının altında kitap okumaktadır. Tesadüf bu ya, kitabın en heyecanlı yerinde bizim Ayzek’in başına dalından yarınlar olmayacakçasına kopan zıpkın gibi bir elma düşer. Newton çarpmanın etkisiyle afallar bir elini kafasına götürürken elindeki kitabı yere düşürür. Bir ağaca bakar bir elmaya ve o ünlü soruyu sorar “La bula bula beni mi buldun kafasına düşecek? İki kitap okutmadınız yahu”. … Elma sessizdir. Yaptığı kabahati sineye çekmişçesine ağacın gölgesinin bittiği yerde durulur. Newton muktedir elmayla göz göze gelir ve başını yukarı kaldırıp “Neden ben, yüce rabbim ha neden hep ben?” diye yakınır. Kafasını tekrar ovalar. Neyse ki bukle saçları çarpmanın etkisini bir nebze olsun azaltmıştır. Şöyle bir yerinde doğrulur beline bukleli Newton. Kitapta kaldığı yeri de unutmuştur zaten. Ufak bir olay gibi gözükse de kendisini çok etkilemiştir bu arsız elmanın düşüşü. “Adem’in de başı elma yüzünden belaya girmişti, kesin bi bokluk var bu elmalarda” diye düşünür. Ardından adeta şeytan dürtmüşçesine gider elmayı düştüğü yerden alır ve incelemeye başlar. Elma, haşarı davranışlarının aksine gayet masumane görünmektedir. “Amaaan, atın ölümü elmadan olsun” diyerek muzur elmadan bir ısırık alır.

Daha sonraları ünlü Adanalı İngiliz şair İskender Cici Papa taş yazıtlarından birinde bu olaydan şu dizelerle bahsedecektir:

    Doğa ve kuralları gecenin karanlığında gizliydi
    Tanrı Newton’a elma verdi, o da gitti onu yedi

Newton mazbut kitabı bir kenara bırakıp elmayı incelemeye koyulur. Önce onun neden düştüğünü merak eder. İsa peygamber dışında her şeyin bir şekilde yere doğru hareket etmek eğiliminde olduğunu gözlemler. İşte tam o esnada anasının o malum sözü aklına gelir “Yere oturma oğlum, yer çeker!”. O anda Newton “Ananeeeyyyy!” diye haykırır. Gezegen üzerinde Arşimet’ten bu yana kimse bu kadar büyük bir aydınlanma hissiyle haykırmamıştır.

Devamı ikinci bölümde…

İkinci bölüm: https://www.serbestcigrisim.com/2021/12/26/newtonin-kafasina-elma-dusmesiyle-baslayan-garip-surec-bolum-ii-the-battle-of-elma/

Üçüncü bölüm: https://www.serbestcigrisim.com/2022/01/02/newtonin-kafasina-elma-dusmesiyle-baslayan-garip-surec-bolum-iii-the-curse-of-elma/

3 thoughts on “Newton’ın Kafasına Elma Düşmesiyle Başlayan Garip Süreç, Bölüm I: The Fall of Elma

Bir Cevap Yazın