Herkesin hayatının bir döneminde anladığı bir gerçek var. Para kazanmak için yaşamıyoruz, yaşamak için para kazanıyoruz. Birçok insan bunu hayatının son demlerinde, bir kısmı da hayata gözlerini kapamadan hemen önce anlıyor. Tabii iş işten geçtikten sonra gerçekleri anlamanın kimseye bir faydası yok. Erdem bu basit gerçeği düşünebilmekte. Esasen genel olarak düşünebilmekte.
Bahçendeki olimpik havuzu iki katına çıkarınca artan şey yüzme zevkin değil görgüsüzlüğün oluyor. Eşik değerin üstüne çıkarsan hissizleşirsin. Nöronların böyle çalışıyor. Dünyada cennet yok. Venüs’te de cennet yok. Nitekim güneş sisteminden yeni kovulan Pluto’da da cennet yok. Binaenaleyh cennet yok. Bu işler böyle.
Zenginden fakirine, sarışınından kumralına, inakçı safsataların sınırlarına hapsedilmiş, düşük ortalamalı toplumsal düzgülerde mahsur edilmiş dar dimağlar araç için koşuşturmaların ve anlık mutlulukların tatminsizliğinde boğulurken, küçük mutlulukların getirdiği neşeyi takdir et, kalıcı hislerin huzuruna yelken aç. Bırak millet kumdan gözetleme kuleleri yapsın. Sen gerçek bir piramit yap çağlar boyu ayakta kalacak. Ya da yalnızca güzide bir yaşam. Ama sen yap, kendin için yap. Bunu yap! Yap! P!
⸘