Yenildik Ama Çok Değil

Yenildik Ama Çok Değil | Serbest Çığrışım

Bugün ülke açısından kader ve beka seçimi olarak nitelendirilen tarihi bir seçimi her türlü avantajına rağmen kaybeden Sayın Tıpışlaroğlu ile beraberiz.

  - Sayın Tıpışlaroğlu, hoş geldiniz. Seçimi kaybettiniz. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
  - Kim kaybetmiş? Ne münasebet efendim? Bu tür algı operasyonlarına gelmeyelim.

ÖYLE AHIM ŞAHIM BİR YENİLGİ ALMADIK

  - Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre seçimi kaybetmiş bulunmaktasınız efendim.
  - Evet, bu doğru. Kaybettik. Ama baktığınız zaman pek de ağır bir yenilgi almadık. Kaybetmiş olabiliriz ama bu seçim en çok biz çalıştık. Sahaya indik. Bakın inanabiliyor musunuz, geçtiğimiz seçimlerde ülkenin %70’ini gezmemişiz. Bunu doğru bulmuyorum. Bu sefer en az bir %10 fazla gezmişizdir. Yavaş yavaş olacak. Ha her şeyi mükemmel mi yaptık? Elbette hayır. Gelin eğri oturup doğru konuşalım. Kimse bizim her şeyi mükemmel yaptığımızı iddia edemez. Etmemeli. Bu iddialar asılsızdır, reddediyorum.

OY FARKI ORTADA, ZATEN KAZANAMAZDIK RAHAT OLUN

  - Seçim sonuçlarının açıklandığı gece halkı yanıltıcı sonuçlar paylaştınız. Ayrıca sandık güvenliğinin yeterince sağlanamadığı konusunda eleştiriler var.
  - Ya o gece biz 1288 ve 2096 numaralı sandıklara baktık ve %51 ile önde olduğumuzu gördük. Bu tabii takdir edersiniz ki genel merkezimizde büyük bir coşkuyla karşılandı. Öyle büyük bir sevinç vardı ki anlatamam. E ne yapalım şimdi, bu sevincimizi sevgili halkımızla paylaşmayalım mı? Biz de onu yaptık. Halkı düşünsek dert, düşünmesek dert. İnsaf yani… Sandık güvenliğine gelince, o konuda arkadaşlarımız çok çalıştı. Bakın çok net söylüyorum, hiçbir seçim böyle bir efor sarf etmemiştik. Ben de bu röportaj için çok çalıştım. Ama bu kadar oldu. Evet, bazı yerlere sandık görevlisi gönderemedik ama zaten oy farkı belli, göndersek de sonuç değişmezdi. Sıkıntı yok yani, müsterih olunuz.

KİMSE KAZANDIĞIMIZI İDDİA ETMESİN, BUNU DOĞRU BULMAM

  - Sonuç olarak arkanızdaki rüzgâra ve iktidardaki tüm olumsuz tabloya rağmen yenilmeyi başardınız. İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?
  - Partimiz bugüne kadar kimsenin yapamadığı birleşmeyi başararak rekor bir oy almıştır. Bu tablonun göz ardı edilmemesi gerekir. Ha, ama kazanabildik mi? Elbette hayır. Bakın bunun altını özellikle çiziyorum: bizim kazandığımızı iddia edemezsiniz. Beni buna zorlamayın lütfen. Ne demişler: Yenil, yine yenil, bir dahaki sefere daha iyi yenil. Biz de daha iyi yenildik. Bu aşamada yapmamız gereken nerede neyi hata yaptığımızı bulmak ve yolumuza bu hatayı gidererek devam etmektir. Hatayı bulmadan devam edersek olmaz. Biz bu durumu kurullarımızla etraflıca değerlendirip bir çözüm bulacağız.

DEĞİŞMEDİĞİMİ SÖYLEYENLER KRAVATIMIN RENGİNE BAKSIN

  - Tabandan gelen bir değişim çağrısı var. Buna nasıl bakıyorsunuz?
  - Tutturmuşsunuz bir değişim de değişim. Yahu değişim olmayan hayat var mı? Böyle bir şey olabilir mi? Ben demin burada değildim, şimdi buradayım. Bakın, değişim. Şu elimdeki su bardağı demin doluydu, biraz önce içtim şimdi boş. Yine değişim. Ben her gün aynı kravatı mı giyiyorum? Hayır. Ogün mavi giymiştim, bugün kırmızı giydim. Ne yaptım? Değiştim. Yani dediğim gibi, değişim her yerde. Bir nehirde iki kez yıkanamazsınız. Bu bağlamda merkezi yönetim kurulu değişti mi? Değişti. Gruplar değişti mi? Değişti. Çaycımızı bile değiştirdik yahu artık daha ne kadar değişelim? Eleştiriyi anlarım, ama biraz da tutarlı ve mantıklı eleştiri yapalım lütfen.

BEN EN ÖNEMLİ ÜÇÜNCÜ ŞEYİM

  - Anketlerde en düşük oyu alan aday olarak gözüküyordunuz. Buna rağmen bu kadar kritik bir seçimde neden aday olmakta direttiniz?
  - Bakın bir şeyin altını çizeyim. Ben hiçbir zaman aday olmadım, aday olmak da istemedim. Beni zorla aday yaptılar. Masada toplandık, aday kim olsun diye aramızda konuşuyorduk. Oo piti piitii yaptık, ben seçildim. İşte bu demokrasidir! Ne yapayım ben şimdi? Yok hayır ben olmam mı deseydim? O zaman demokrasiye balta vurmuş olurdum. Ben bunu yapamam. Şimdi bu durumda ben tek adam mı oluyorum? Yapmayın Allah aşkına. Karşımızdaki aday olmasa şimdi ben birinciydim ve başka şeyler konuşuyorduk. Hem takmışsınız şu aday mevzusuna. Aday o kadar önemli bir olay değil. Ben yalnızca evrendeki en önemli üçüncü şeyim. Yani bana gelene kadar bu kâinatta önem arz eden iki tane daha şey var. Bunu yadsımayınız.

DEMOKRASİYİ ÇOĞUNLUĞUN DEĞİL AZINLIĞIN DİKTATÖRLÜĞÜ YAPTIK

  - Sırf adaylığınızı dayatabilmek için toplam oyu %1 yapmayan 4 partiye onlarca milletvekilliği peşkeş çektiniz. Bu konuda pişman mısınız?
  - Harika! İşte bu soruyu aşırı sevdim ya! Bakınız, bizim partimiz demokrasiyi kuran partidir. Halk çok kutuplaştı. Biz ne yaptık? Farklı kutupları bir araya getirdik. Bunun için bize teşekkür edeceğinize bir de üç beş milletvekilinin hesabını yapıyorsunuz. Bunu asla doğru bulmuyorum. Bugün toplamda %1 oyu bile olmayan partiler mecliste grup kurabilecek seviyeye geldiyse bu bizim sayemizdedir. Demokrasiyi çoğunluğun azınlığa diktatörlüğünden çıkarmış bulunuyoruz.

  - Sayın Tıpışlaroğlu, devam etmek isterdim ama bu kadarı bile yetti. Ben hayatımda sizin kadar yüzsüz ve pişkin bir insan görmedim. Bu ülkenin geleceğini el birliği ile çaldınız. Tebrik ederim.

Bir Cevap Yazın