Her şey ne kadar kontrolümüzde?
Messi on sene önce bugün bırakıyorum dese bırakabilir miydi? İkinci bir Jordan vakası yaşatabilir miydi günümüz sosyoekonomik düzeninde? Daha da önemlisi, bırakmak ister miydi? Ve bu bırakmak istememe kararı ne kadar kendi kararı olarak nitelendirilebilir?
İçine girip belli bir yere kadar ilerledikten sonra içinden çıkamadığın illet organizasyonlar. Klasik mafya örneği. Belli bir yerden sonra artık aldığın kararlar senin olmaktan çıkar. Bataklıktan kendi başına kurtulabilir misin? Münchhausen dahi çıkamamış düşün.
Ya da çok önemli bir şirketin kurucusu ve yöneticisisin. Ne kadar o şirketi kendi istediğin yöne çekebilirsin? Topluma sorumluluğun, şirketin diğer hissedarlarına sorumluluğun, bağlı bulunduğu ilişkiler yumağındaki bileşenlere karşı sorumluluğun ve tüm bunların beklentileri senin her şeyi bir kenara bırakarak “özgürce” karar verme eylemini gerçekleştirmene izin verir miydi?
Hayatını idame ettirmek için o maaşa ihtiyacı olan bir maaşlı çalışan canı istediği gibi işten çıkma kararı verebilir mi? Hele bir de sorumluluğunda olan kişiler varsa.
Günümüz sosyoekonomik sistemi insanları öyle bir sorumluluk yumağı içine hapsetmiş ki, aslında hiçbir kararı özgürce veremiyoruz. Burada fiziksel manada özgür iradeden söz etmiyorum, o zaten yok. Görünürdeki özgür irade de ortadan kalkmış durumda.
Tabii bu ne kadar kötü bir şey, orası tartışılır. Kaç kişi “özgür” iradesini geri kazanıp kendi avını kendi yakaladığı vahşi yaşama geri dönmek ister? Dönebilir mi o ayrı bir soru, ama kaç kişi bunu ister?
Doğduğun evi seçemediğin bu koşullarda belki de fazla şımarıklık yapmamak lazım. Ya da şımarıklık yapacaksak da bunun getirdiği sorumlulukları göğüsleme cesaretini göstermek lazım. Geri kalanı boş laf oluyor çünkü.
⸘