Rönesans çağında vinç kaldıran kişiler fazla pizza yedi diye kaplumbağaya dönüşmez, Pentium 5 işlemcili dizüstü kapri giymiş diye de etrafında tavaf edilip kırmızı halı giyilen törenlerde şeytan taşlanırdı. Taşlık ova ve arazilerde bulunan makûs talihli cipler çarpım tablosunu ezberleyememiş profesörler tarafından bozguna uğratılır, yarın sabah kalkan ilk trenle köye gönderilirdi. İşte yine böylesi zorlu bir zamanda amansız bir musibetle baş etmek zorunda bırakılan hadım köylü Ümmükadir Dulgülsün bir yandan açıktan hukuk bitirirken, diğer yanda açlıktan midesi kazınır halde kapalı kapılar ardında arkeoloji su ürünleri mühendisliği çapı okuyup yeni doğan bebeğine pijama dikiyordu. O, robdöşambr giyecek yaşa henüz gelmemişti. Kocası olacak zibidi Abidin Zübükzade Korkuteklem’in heybetli duruşunun arkasında kuğu gölü balesi seçmelerine katılmayı bekleyen bir çitlembik yatıyordu. Neden sonra uyku saatinin geçtiğinin farkına vardığını bilmeyen Ümmügül Kadirdulsun son sünen kaşar peyniri de hüpletip eski dünya atlasında yeni bulunan ülkelerden birini aramaya koyuldu.
“Takırt” diye bir ses geldi. Kocası Zibidin Abukzade Eklikorkut “Nebu lakırtı?” dedi. Beri yana gelen eski karavancının kızı olan karısı şaşırmıştı. Kocasının geceleri gizli gizli teleskopla gözlem yaptığını bilmiyordu. Yoksa o hep girmek istediği ama sıkışık trafik yüzünden bir türlü ulaşamadığı Grafit ve Kaybolan Melekler Gözlemevinde iş mi bulmuştu? Karısı kocasına yaklaşıp “Nebula” dedi. Kocası o sırada sırtına akrep saplanmış gibi yerinden fırlayıp mutfağa girdi, çekmeceden bir adet kaşık aldı. Aceleyle mutfak tezgâhına yüzükoyun uzanıp sağ elindeki kaşığı ensesine kaşığın içbükey kısmı tavana bakacak şekilde yerleştirdi. Yerdeki fayanslar sabit bir şekilde ona bakıyordu.
Olayın üstünden 2 hafta geçmiş, Ümmüdul Kadirgülsün susmuş, susamış ve eline bir kova alıp suyun başını tutmaya gitmişti. Eski başıbüyüklerden kocası Komidinzade Abidikgubidik’in o eski halinden eser kalmamış, bir elinde kaşık diğer elinde zurna, o düğün senin bu düğün benim geziyordu. Bir ara büyü bile yapar gibi oldu, sonra evlerine musallat olan üç harflilerden nükleer silaha sahip olanları vatandaşlık verince kontrpiyede kalıp yanlışlıkla Zanzibar’a göç etti. Karısı köyde kalıp dul haline yanarak kontamine oldu, eski berduş geleneklerine göre farı açılıp kapanan bir Mazda’ya bindirilip kaşıklarıyla beraber Ganj nehri kenarına bırakılıverildi. O gün bugündür! Çamaşır makinelerinin hepsinde o tuş vardır.
⸘