Yaslan sana yavaşça bir ağaç hikâyesi anlatayım; elma ağacı
Evvel zaman içinde kambur saman peşinde bir yaz bahçesinde ufakçana bir elma ağacı yaşarmış
Ve onun sahibi onun seçilmesini isterdi
Bu sebepten beni atamış
Ben de sanki hiç işim gücüm yokmuş gibi dağ tepe bağ bayır deniz havuz gezdim
Ama bu gezi günlerimin hiçbirinde hiçbir elma bana gülmedi (normalde çok şen şakraklardır)
Gül yahu, sırıt pişmiş bir kelle gibi ey elma
Güz bekliyor, aman ha dikkat et
Çok surat asarsan indirir alaşağı eder seni haberin olmaz
O yüzden sırıt sırıtabildiğin kadar ey elma
Bütün elmalar saklanıyor
Koparılmaktan korkuyor
Ve ne zaman biri geçse
O bi tane çıkıntı elma hıçkırıyor (sonrası malum)
Sırıt sırıtabildiğin kadar ey elma
Aynı bir pişmiş kelle gibi
⸘