– Eğitimin önemini bizimle paylaşabilir misiniz?
– Ülkemizin geleceğini şekillendirecek objeler çocuklarımız. Bakmayın şimdi altlarına sıçtıklarına.. Göz açıp kapayıncaya kadar büyüyüp eşşek kadar olacak ve başka yerlere de sıçmaya başlayacaklar. Dolayısıyla onları eğitmemiz, kontrollü sıçış yöntemleri geliştirtmemiz çok tırt bir önem arz etmekte.
– Peki, sizce eğitim şart mı?
– Aaa olmuyor ama… Hiç yakışıyor mu? Bırakalım bu şart koşmak gibi faşistçe söylemleri; tarta koşalım. Tatlı yiyip tatlı konuşalım.
– Eğitim tart mı diyorsunuz yani?
– Gayet tabii. Matematik, fizik, resim. Hep ciddi şeyler olarak görüldü. Toplumla ve endüstri meslek lisesi öğrencileri ile aralarına mesafe konuldu. Sanki matematiği sadece 48’li Mon Ami’si olanlar yapabilirmiş gibi bir algı oluşturuldu. Biz buna karşıyız.
– Öyleyse bu noktada hangi yollar izlenmeli?
– Şimdi, yol noktasında görüşlere açığız. Bir beyin takımı belirlenir, onlarla istişare edilir ve süreç başlatılır.
– Bahsettiğiniz beyin takımı nasıl seçilecek? İsimler belli mi?
– Bende bir liste var. Gabriel Batistuta, Evcini Kuznetsov, Sokollu Mehmet Taşa, Dikembe Mutombo, Aleyna Tilki, Pierre van Hooijdonk ve Necati Şaşmaz. Bu isimlerden şaşacağımızı sanmıyorum.
– Bu listedeki isimlerin eğitimi yeterli mi?
– Şimdi burada laf kalabalığı yapmanın bir manası yok. Eğer her eğitimli insan eğitimli kişilerin elinden çıkmış olsaydı, kimse eğitimli olamazdı. Çünkü bu mantıkla ilk insanın da eğitimli olmuş olması gerekirdi. Ama biliyoruz ki midesini başka her şeyden daha çok düşünen kedi meraklı birisiydi. Yanlış mıyım? Bu zihniyetle gelişemeyiz, kalkınamayız efendim. Elbette ki eğitimsiz insanlar eğitimli insanları yetiştirecek. Bakınız çok enteresan ama ben okuma seviyesi arttıkça iştahın arttığı, feriştahın düştüğü kanısındayım.
– Efendim şekeriniz düştü galiba.
– Ah, evet. Oluyor arada. Nereye düşmüş?
– Şurada efendim, masanın ayağının ucunda.
– Sağ olasın yavrum.
⸘