Dolandırıcılık Etiği

Dolandırıcılık Etiği | Serbest Çığrışım

Etik bir dolandırıcılık nasıl olur?

Birinci olgu: Dünya nüfusunun %90’ına dünya varlıklarının %15’i pay edilmiş durumda. Ama sosyalist devrim yapmayacağımız için bu bizi şu an için pek ilgilendirmiyor. Zaten bu %15’lik paya göz dikip sürümden kazanmak etik olmaz.

İkinci olgu: Dünyadaki zenginliğin yarısı (%50) dünya nüfusunun %1’inin elinde. İşte bu kısım bizi ilgilendiriyor. Ufak bir aritmetikle, dünya nüfusunun %1’ine düşen payın %30’una göz koysan, %1’e düşen miktar olgularda bahsetmediğimiz arada kalan orta kesimin 9 katına eşit oluyor. Orta kesim diyoruz ama o da hayvani zengin tabii, orta gelir gibi düşünülmesin. Etik dolandırıcılık sonucu oluşabilecek bu yeni düzenleme ile alt kesimden 312 kat, orta kesimden 13 kat zengin olan üst kesim, alt kesimden 23 kat zengin olan orta kesimden 9 kat zengin hale geliyor. Böylesi bir durumda, üst kesim halen parayla yapılabilecek her şeyi yapabiliyor. Orta kesim ve alt kesime de dokunmadık zaten. Görüldüğü üzere aslında kimsenin hayat standardı değişmeyecek şekilde zenginliğin yeniden dağılımı mümkün. Bu paragraftan eve götüreceğiniz mesaj şudur: Endişeye mahal yok, pasta büyük.

Gelelim etik kısma. Şimdi, basit şeyleri karmaşıklaştırmanın âlemi yok.

Üçüncü olgu: Her şey bir alışveriştir. Ekmek alırsın, para verirsin. Para alırsın, ekmek verirsin. Varlıkların hareketi, zenginliğin yeniden dağılımı da bu şekilde olur ve şekillenir. Kan grupları gibi kimisi kimisinden çok alır, kimisi kimisine az verir. Dolandırıcılık da esasen bir alışveriştir. Para ve cehaleti alır, hayat bilgisi ve tecrübesi verirsin. Şu hani ilkokul üçüncü sınıfta verilmeye çalışılan. Dolandırıcılık alışverişini kolay yoldan parayı bulmuş veya yasal yollarla araklamış, cahil ve erdem mevcudiyetsiz bir zengin ile yaparsan terazinin bir kefesinden bir şey eksilmemesine rağmen kendine ve dünyaya çok şey katabilsin. Yahu, o para zaten gidecek! Sana gelmese ya TutturdunMuKralsın.gen.tr’ye ya da Monaco prensine gidecek. Gerek var mı? Yok. 4 kişilik bir ailenin bir yıllık ev ihtiyacı kırmızı noktalı bir Tutti Frutti makinasında 67 saniye içinde 93 yaşında bir teyze tarafından sıfırlanabiliyorsa, o teyzenin parayı alacaksın arkadaş. Bu paragraftan otele götüreceğiniz masaj da şudur: Hedef kitle para=emek denklemini para>>emek şeklinde çalıştıranlar.

Öyleyse, para erdemli bir biçimde nasıl harcanır? (Bonus ÖSS sorusu, to be unlocked in case you possess Money & English)

  A) Parayı içki, kumar ve dişi buzağı sofralarına gömerek
  B) Tüm zamanı maddi yatırımlara harcayıp o ihale benim bu ihale de benim koştururken kalp krizinden ölerek
  C) Sadaka vakfı kurup modern Don Kişot’luk peşinde koşarak
  D) Hoşlandığın ve yapabildiğin, kısa, orta veya uzun vadede kendinin ve insanlığın bilişsel, sosyal, kültürel ve barışsal gelişimine katkı sağlayabilecek yaratıcı şeyleri konforlu bir biçimde gerçekleştirebileceğin imkânları yaratarak
  E) Direkt bana vererek

Her ne kadar gönüllerin şampiyonu elbette E şıkkı olsa da, politik doğruculuk, hayatsal gerçekçilik ve psikolojik lidercilik gereği sorunun cevabı D şıkkı oluyor.

Sonuç; Pasta büyük, çilekleri toplayın.

P.S. Ukala bir elitist gibi yaşamın olmayan sırlarını çözmüş bir edayla üst perdeden tavsiye niteliğinde minimanifestolar yazarak ve insanların kişilik özelliklerini bahane ederek hırsızlığı meşrulaştırmak veya herkesin bu dünyaya niteliğini de kendi öznel kafasına göre belirlediği bir şey katma zorunluluğu varmış gibi davranmak şüphesiz ki sizi daha önceden belirlenmiş bir hayata hapseden modern kapitalizmin 3. ila 4. dişlileri arasına sıkışmış çaresiz bir solucan olmaktan yeğdir. Geçmişte mutlaka bir atamızın da söylemiş olduğu gibi: Sürüneceksen eleştirme, eleştireceksen yap!*

*Tekzip, tenkit, tahakkuk ve gugukgiller familyası: Burada yazılanlar yatırım tavsiyesi ola da bilir olmaya da bilir. Kişinin kendi bileceği işler bağımsız kredi kuruluşlarınca belirlenemez. Kişi kendinden bilir işi. Bir insan 7’sinde neyse 70’inde de odur. Üzüm üzüme çok bakarsa şaşı olur.

Bir Cevap Yazın