Bugün, “Adam gibi adam, Bababugandu Mozam” ile Mozambik’in ilk yerli otomobil girişiminin güncel durumunu konuşacağız.
- Bababugandu Bey öncelikle hoş geldiniz diyorum.
- Efendim röportaj yapmak için siz geldiğinize göre benim size hoş geldin demem lazım gelir.
- Öyleyse hoş bulduk. Bu yerli araba macerası nasıl başladı? Niye başladı? Neden yerli otomobil?
- Mozambik baktığımızda özellikle son yıllarda ekonomi noktasında çok hızlı büyüyen bir konumda. Kamış antilobu dışında pazarlayabilecek bir şeyimiz de olsun istedik açıkçası. Sonuçta araba güzel bişey, biniyosun gidiyosun falan. Bişey yapalım derken arabada karar kıldık. Tabi önce ne yapacağımıza karar vermeliydik. B mi, C mi? Hatchback mi, SUV mu? Bunlar önemli detaylar. Herkes “SUV yapın ya, bu aralar herkes ondan alıyor” dedi. Biz söylentilerle hareket edecek bir girişim değiliz. Araştırmadan iş yapmayız. Mega trendleri göz önüne almak, istatistiksel analiz ve matematiksel regresyon metotlarını kullanarak potansiyeli tespit etmek gerekiyordu. Çok yoğun bir tempoda çalıştık doğru segmenti belirleyebilmek için. Tüm bunların yapılması için 1 adet asgari ücretli çalışan 3 gün boyunca Google’da doküman aradı inanabiliyor musunuz? En nihayetinde SUV’da karar kıldık. Sonra baktık ekipteki herkes biliyormuş zaten SUV olacağını. Hatta bir gazete daha biz karar vermeden önce yazmış SUV yapacağımızı. Biz de şaşırdık tabii.
- Fakat ama halk Doblo istiyor gibi?
- Hafif seviyoruz. Ticari seviyoruz. Hafif ticariyi daha da çok seviyoruz. Yine de data analizi yaptık, stratejik çalıştık.
- Yani Doblo olacak mı olmayacak mı?
- Bakınız bu Doblo noktasında çok çeşitli görüşler var. Bir yandan peynir ekmek gibi gidiyor, doğru. Eh, millette para bok afedersin. Ekonominin çok iyi olduğu da zaten buradan belli öyle değil mi? Düşün şimdi, millette para olmasa koyduğumuz onca vergiye rağmen bu ithal tüketime bu kadar talep olur mu?
- Eee yaniii…
- Hayır sen bana onun cevabını ver. Olur mu olmaz mı?
- Olmaz.
- Yaşa! Olmaz tabii.
- Ya ben sorumun cevabını alamadım ama neyse. Otomobil yüzde yüz yerli olacak demiştiniz, doğru mu?
- Elbette. Sermayemiz %100 yerli, yönetimimiz %100 yerli, çalışanlarımız %100 yerli, arazimiz öyle. Şimdi bu durumda gidip de otomobil %80 yerli dersek burada gece gündüz çalışan emek sarf eden bir sürü gencimize, çalışanımıza büyük haksızlık etmiş oluruz. Bunu yapmayın. Otomobil rüyamızı baltalamayın!
DENEYİMLİ BİR STARTUPLA ANLAŞTIK, BATARYA YERLİ OLACAK
- Batarya yerli olacak mı?
- Buradan müjdeyi veriyorum. Evet bataryamız %100 yerli olacak. Yurtiçinden bir startup ile anlaştık. Otomobilimizin bataryasını yüksek kalitede ve verimde üretecekler. Bu arada bütün operasyonumuz çok gizli. Şöyle söyleyeyim, buraya çıkan ilk sivilsiniz. Buradan ötesi hep orgeneral, korgeneral. Ben en son askeriyeyi asteğmenlikte bırakmıştım, buraya bir çıktım Yarbay olmuşum. Hayat enteresan gerçekten.
- Peki bu yerli startup’ın bu konuda deneyimi var mı? Daha önce batarya üretmişler mi?
- Birkaç ev aleti için kalem pil tasarımlarını bize gösterdiler. Çok harika iş çıkarıyorlar. Teoriyi pratikle birleştiriyorlar. Küçük bir takım ama çok zeki gençlerden oluşuyor. Bir tanesi ALES’ten 98 almış.
- ALES Türkiye’de yapılan bir sınav değil mi?
- Düşün işte.. Gidip başka bir ülkenin sınavından 98 alıyor, burada Mozambik’te sınava girse kim bilir ne alacak sen tahmin et. Canavar bu çocuklar ya canavar!
MOTOR MECBUREN BOSCH, TUTUP ONU DA YAPACAK HALİMİZ YOK HERHALDE
- Peki ya motor?
- Bakın bu motor noktasında, yerli olup olmamasına çok takılıyor herkes. Bu 300 yıllık bir mesele. Faraday elektriği buldu. Yanlış hatırlamıyorsam Davenport da motoru. Taa 1830’larda. Şimdi beni suçlayacaksınız bu motoru niye Bosch’tan alıyorsunuz diye. Suçlayın. Kızın bana. Tek elinizde plaj şemsiyesi ile çıplak şekilde kumsalda paytak paytak koşarak üzerime saldırın. Hiiç şeyimde değil. Ama burada çalışan bunca insana haksızlık etmeyin. Sizden tek ricam budur. Hayvan gibi çalışıyor herkes.
- Efendim sadece motor dedim. Suçlamadım sizi. Ama firmanın mühendislerinin çok çalışıyor olması ile motorun yabancı bir firmadan alınmasının ne ilgisi var?
- Bakın gene aynısını yapıyorsunuz. O kadar pozitif şey anlattım size, olmadık yerden üzerime geliyorsunuz. Bu mantaliteyle bir yere varamayız. Olanı takdir etmeden, olmayanı olduramayız. Bizim burada üreteceğimiz araba sayısı 300-500. Şimdi tutup onlara bir de motor mu yapalım allasen? Biznıs bu biznıs. Bir şeyi satın almak senin üretmenden ucuza geliyorsa satın alırsın. Bu kadar. Bu kuralı da biz öğretmeyelim yani… İktisat 101.
BUGÜN SEN BANA YARIN BEN SANA, SONRA HERKES BİRBİRİNE
- Elektrikli otomobillerde en büyük güncel problemlerden biri bataryaların menzili. Bataryalar günlük kullanımda yetecek mi?
- Yardımlaşmak bizim kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası. Diyelim ben SUV’umu park ettim. %10 kalmış bataryam. Sen de es kaza yanıma park ettin ve %70’desin. Sıçtın! %30’unu bana vericen, ikimiz de %40’da eşitlenecez.
- %70’in %30’u %21 ediyor yalnız.
- Yahu tamam işte her ne ise. Konudan sapmayalım. Çerçeve belli.
- Peki vatandaş bataryası azaldığında hep başka birinin insafına mı kalacak?
- Bakın ben de sizin gibi konuyu saptırıp “Vatandaş araba değil, vatandaşın bataryası azalmaz.” diyebilirdim, ama yapmıyorum. Hep iyi niyetimden. Sorunuza gelecek olursak, valla o istasyonları kurmak bizim işimiz değil, yerel yönetimlerin işi. Biz arabayı yapar bırakırız. Gerisini de siz yapın. Kimse o şarj istasyonlarını bize yaptıramaz!
- Elektrikli otomobil şirketleri genelde zarar ediyor. Ya zarar ederseniz?
- Zarar yok. Yani sıkıntı değil manasında değil, gerçekten planlarımızda zarar yok. Yani istemiyoruz zarar etmeyi. Eh, istemek başarmanın yarısıdır. Bence zarar etmiycez ya.
- Teşekkürler efendim.
- Ha bu arada kısa da olsa sen de gizli katımıza çıktın. Bundan sonra Yüzbaşı’sın. Haydi hayırlı olsun.
- Sağ olun efendim.
⸘